Rekabetçi piyasalarda öne çıkmak isteyen şirketler, ya pazara yeni ve yenilikçi ürünler sunmalı ya da mevcut ürünleri daha verimli ve ekonomik bir şekilde üretebilmelidir. Dolayısıyla, yenilikçilik, bir şirketin sürdürülebilir başarısı açısından hayati bir unsurdur. Yenilikçilik kapasitesinin gelişimi, şirketin performansının da uzun vadeli olarak iyileşmesini sağlar.

Bu kapasiteyi artırmak isteyen şirketler, öncelikle yenilikçilik becerilerini ölçmeli ve analiz etmelidir. Ölçülmeyen bir performans, iyileştirilemez. Yenilikçi değer yaratmanın üç ana adımı vardır: (i) Yeni fikirler geliştirmek, (ii) Bu fikirleri ürün veya hizmete dönüştürmek ve (iii) Bu ürünleri piyasaya hızla sunarak pazar payı kazanmaktır.

Fikir üretme sürecindeki en önemli engellerden biri, “Bizim dışımızda üretilen fikirler değersizdir” yaklaşımıdır. Hem kurum içinden hem de dışından gelen fikirlere değer vermek ve bu fikirleri değerlendirmek kritik bir adımdır. Üst yönetim, bu tür fikirlerin üretimini teşvik etmeli ve bu süreçleri düzenli olarak takip etmelidir.

Fikir geliştirme aşamasında yaşanan sorunlar arasında, fikirlerin hayata geçirilmesi için gerekli kaynakları bulmak ve bu fikirleri başarıya ulaştıracak iş modellerini geliştirmek öne çıkmaktadır. Şirketler, bu süreçte başarıya ulaşmak için yeni fikirlerin uygulanmasını teşvik eden bir kültür oluşturmalıdır. Ayrıca, bu süreçlerin başarısı, yenilikçi projelerin kaynak kullanımı ve başarı oranlarına dair verilerin düzenli olarak izlenmesiyle mümkün olacaktır.

Piyasaya sunum hızı, yenilikçi fikirlerin başarısı için kritik bir faktördür. Şirketler, yeni ürünleri hızlıca piyasaya sunmalı, rakiplerinin bu ürünleri taklit etme hızını da dikkate almalıdır. Ürünlerin geniş bir coğrafyada erişilebilirliği ve dağıtım kanallarındaki performansı düzenli olarak analiz edilmelidir.

Sonuç olarak, şirketlerin yenilikçilik kapasitelerini artırabilmesi için, yenilik süreçlerinin her aşamasında performans değerlendirmesi yapmalı ve yenilikçi düşünceyi teşvik edecek mekanizmalar oluşturmalıdır.