Gönüllülük Programları ile Şirketlerin Sosyal Sorumluluk Anlayışını Güçlendirme
Geçtiğimiz hafta düzenlenen İnsan Kaynakları Kongresi'nde, üçüncü kez "Gönüllülük Ödülleri" sahiplerini buldu. Özel Sektör Gönüllüler Derneği (ÖSGD) bu ödüller aracılığıyla, özel sektörün insan kaynağını gönüllülük faaliyetlerine yönlendirerek toplumsal problemlere çözüm sunmasını teşvik etmeyi amaçlıyor. Amaçları arasında şirketlerin bilgi ve birikimlerini toplum yararına kullanmalarını sağlamak ve bu süreçte gönüllülüğü yaygınlaştırmak yer alıyor.
Bir ülkenin refah seviyesini artırmak için en önemli unsurlardan biri, o ülkenin kurumlarının yönetim kalitesini yükseltmektir. Bu hedefe ulaşmak için gerekli olan yeni yönetim anlayışı, yönetişim kavramında kendini buluyor. Bu kavram, yöneten ve yönetilenin karşılıklı etkileşimini ifade ediyor. Toplumun yönetime katılımı ise ancak güçlü sivil toplum kuruluşları (STK) aracılığıyla mümkün hale gelebiliyor. ÖSGD de bu çerçevede, ülkemizdeki STK'ların gelişmesine katkı sağlayacak nitelikli insan gücünü bu kuruluşlara kazandırmayı amaçlıyor.
Bu yolla, ÖSGD, özel sektör ile toplum arasında daha dinamik bir ilişki kurmayı, gönüllülüğü yaygınlaştırarak toplumsal sorunlara etkili çözümler sunmayı hedefliyor. Ayrıca, STK'lar ve yerel yönetimlerle iş birliği yaparak iyi yönetişim anlayışının yaygınlaşmasını sağlamak için de çalışıyor.
Şirketler genellikle kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projelerini iş dışı bir faaliyet olarak görme eğiliminde. Ancak çalışanların gönüllü projelere katılmasını teşvik etmek, şirketlere önemli katkılar sağlayabiliyor. Bu tür projelerin faydalarını ölçerken şu unsurlara dikkat etmek önemlidir: (i) Şirket büyümesine katkı, (ii) Verimlilik artışı, (iii) Risk yönetimine katkı, (iv) Yönetim kalitesinin artışı.
KSS projeleri, çalışanların farklı toplumsal kesimlerle etkileşimde bulunmasını sağlayarak, şirketin büyümesine katkıda bulunabiliyor. Ayrıca, yeni pazarlar ve ürünlerle büyümeyi teşvik ediyor. Bu süreçte çalışanlar, toplumsal sorunları yakından tanıma ve çözüm üretme becerilerini geliştirebiliyor. Örneğin, çevre konusunda faaliyet gösteren bir şirket, gönüllülük projeleri sayesinde çevresel duyarlılıkları daha iyi anlayarak, iş süreçlerine bu bilgileri yansıtma fırsatı buluyor.
Toplumsal fayda sağlayan gönüllü çalışmalar, şirketlerin sosyal lisans almalarını kolaylaştırarak, bürokrasiyi azaltmaya yardımcı olabiliyor. Örneğin, toplumsal katkıları yüksek olan madencilik şirketleri, toplumda olası tepkileri azaltarak işlerini daha verimli yürütebiliyor. KSS projelerinin bir diğer önemli katkısı, çalışanların yetkinliklerini geliştirmesi ve topluma karşı duyarlılıklarını artırmasıdır.
Başarı ölçülmeyen bir çalışma geliştirilemez. Ölçülen ve ödüllendirilen davranışlar ise yaygınlaşır. Bu sebeple ÖSGD, "Gönüllülük Ödülleri" ile gönüllülüğün teşvik edilmesini hedefliyor. Ancak bu tür ödüllerin adil ve güvenilir olması, doğru davranışları ödüllendirecek bir model üzerine inşa edilmesi gerekir. ÖSGD, gönüllülük ödülleri için belirlenen kategorilerde soruları oluştururken şu üç temel prensibe odaklanıyor: (i) Sürdürülebilir gönüllülük çalışmaları, (ii) Topluma pozitif etki yaratma, (iii) Yaratıcılık ve yenilikçilik ile kaynakların etkin kullanımı.
Bu doğrultuda, ödüller üç kategoride veriliyor: En Başarılı Gönüllülük Programı Ödülü, En Başarılı Gönüllülük Projesi Ödülü ve En Yaratıcı Gönüllülük Projesi Ödülü. Her kategori için gönüllülük projelerinin yönetimi, yarattığı etki ve sürdürülebilirliği değerlendiriliyor.
Örneğin, En Başarılı Gönüllülük Programı ödülü için şirketin gönüllülük programını nasıl yapılandırdığı, iç iletişim stratejileri ve gönüllülüğün şirket içinde nasıl yaygınlaştırıldığı dikkate alınıyor. En Başarılı Gönüllülük Projesi ise hedeflerin doğru belirlenmesi ve elde edilen sonuçların toplum üzerindeki etkisi gibi kriterler üzerinden değerlendiriliyor. En Yaratıcı Gönüllülük Projesi ödülü ise projede kullanılan yenilikçi ve yaratıcı çözümler ile sürdürülebilirlik hedefleri üzerinden şekilleniyor.
Bu ödüllere başvuran şirketler, değerlendirme raporları sayesinde gönüllülük projelerini geliştirme imkanı buluyorlar. Gönüllülük faaliyetleri sadece topluma fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda şirketler için de güçlü bir sosyal sorumluluk bilinci oluşturuyor.
Örnek teşkil eden projeler arasında bu yıl Bilim İlaç en başarılı gönüllülük programı ödülünü kazanırken, Koç Holding'in "Meslek Lisesi, Memleket Meselesi" projesi en başarılı gönüllülük projesi ödülünü aldı. Geçmiş yıllarda Boyner Holding ve Citibank'ın ödülleri, şirketlerde gönüllülüğün nasıl kurumsallaştırılabileceği konusunda önemli örnekler sunuyor.
Gönüllülük, sadece maddi yardımdan öte, bireylerin zamanlarını, bilgilerini ve gönüllerini paylaşabilmeleridir. Çözüm üretmek için etkin kaynak kullanımı esastır ve bu, toplumun gönlünü kazanmanın da yoludur.