Hamle Zamanı: Geleceği Kazanmanın Stratejileri
Geçmişte yaşananları değiştiremeyiz, ancak geleceğimizi kazanmak ya da kaybetmek elimizde. Ülkelerin saygınlığı ve refah düzeyi, rekabetçilikleri ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, rekabet gücümüzü artırmayı ulusal bir hedef olarak belirlemeliyiz.
Rekabetin Dinamikleri
Kazanma kavramı görecelidir. Güçlü dönemlerde fırsatları değerlendiremeyenler, zamanla geride kalır. 2001 krizi sonrasında atılan adımlar, düzenleyici kurumlar ve Türk işletmelerinin risk algısını şekillendirerek, küresel finans krizinin etkilerini azaltmamıza yardımcı oldu. Elbette bazı sektörler ekonomik zorluklar yaşadı, ancak birçok Avrupa ülkesine kıyasla Türk firmalarının borç yapılandırmaları daha az oldu. Dolayısıyla, şu an büyüme stratejilerimizi yeniden gözden geçirme zamanı geldi.
Zihinlerdeki Sınırlar
Günümüzde, büyümenin en büyük engeli fiziksel ülke sınırları değil, zihinsel sınırlardır. Ülke sınırlarını aşan stratejiler geliştiren şirketler, belli bir büyüklüğe ulaştıklarında küresel oyuncular olma şansı elde ederler.
Ekonomik sistemlerde şirket değerlerini belirleyen önemli faktörlerden biri, hizmet sundukları müşteri sayısıdır. Türkiye’nin çevre ülkelerinde büyük pazarlar bulunuyor. Bu ülkelerdeki şirketler, kriz sonrası değer kaybına uğradı ve bazılarının değer kaybı devam etmekte. Türkiye’nin bu ülkelere olan kültürel yakınlığı ve ekonomik dönüşüm deneyimi, Türk şirketlerine bir fırsat sunuyor. Henüz küresel oyuncuların etkisi altında olmayan bu pazarlarda hızlı bir büyüme sağlamak mümkün.
Devlet ve Özel Sektör İşbirliği
Ekonomik etki alanını genişletemeyenlerin gelecekte yok olmaya mahkûm olduğu bir dönemde, kültürel ve yapısal olarak yakın olduğumuz pazarlarda varlık göstermek için kapsamlı çalışmalar yapılmalıdır. Devlet, bu pazarların açılması için hedef belirlemeli, özel sektör ise bu alanlarda yatırım ve işbirlikleriyle önemli bir oyuncu olmalıdır. Örneğin, İspanyol ve Yunan şirketleri, Güney Amerika ve Balkanlardaki büyümeleri ile önemli başarılar elde ettiler.
Yeni Ekonomik Ölçekler
Ekonomik ölçek kavramında önemli değişiklikler gözlemleniyor. Yeni teknolojiler, üretim tesislerinde ölçek boyutlarını küçültürken, bilgi kaynakları, teknoloji geliştirme, marka imajı ve dağıtım kanallarında büyümektedir. Bu nedenle, hedef pazarlarda yüksek pazar payına sahip markaların, avantaj sağlayacak dağıtım kanallarının veya bilgiye ulaşımı sağlayacak teknoloji firmalarının satın alınması göz önünde bulundurulmalıdır. Küresel ticaretin büyük bir kısmı, aynı şirketlerin farklı ülkelerdeki şubeleri arasında gerçekleşmektedir. Bu nedenle, farklı ülkelerdeki dağıtım kanallarına sahip olmak, ihracat potansiyelini artırabilir.
Stratejik Şirket Satın Almaları
Ülkemizdeki sınırlı sermaye ve bilgi birikimini dünya ölçeğine taşımak, ölçek ekonomilerini yakalamak ve ticarette kalıcı avantajlar elde etmek için komşu ülkelerdeki şirket satın alma fırsatlarını değerlendirmeliyiz. Özellikle güçlü bilançolara sahip şirketlerin, rekabet avantajı sunan alanlarda gelişme fırsatları sunan şirketleri satın almaları faydalı olacaktır.
Ancak şirket satın alma süreçlerini iyi yönetmek de önemlidir. Bu süreçlerin etkin yönetimi, değer yaratımını artırır ve birleşen şirketlerin çalışanları, tedarikçileri ve satış kanalları açısından avantaj sağlar.
Şirket satın alma süreci birkaç amaçla gerçekleşir:
- Sektörde konsolidasyon
- Mevcut işi tamamlayıcı özelliklere sahip şirketlerle birleşme
- Dikey bütünleşme
- Yatay genişleme ile pazarlama etkinliğini artırma
- Yeni alanlara giriş
- Risklerin dengelenmesi
Bu nedenle, satın alım hedeflenen şirketlerin, beklenen faydayı sağlayıp sağlamayacağı önceden değerlendirilmelidir.
Sonuç Olarak
Göreceli olarak güçlü olduğuna inanan şirketler için günümüz, hamle zamanı. Bu fırsatları değerlendirerek, büyümeye ve rekabet gücünü artırmaya yönelik adımlar atmalıyız.