Kadınların yönetim kurullarında yer alması, şirketlerin geleceğe yönelik riskleri daha etkin bir şekilde yönetmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcılar arasında da cazibe yaratıyor. Yönetim kurullarında bulunan kadınlar, şirketlerin zenginleşmesine önemli katkılarda bulunuyor.

Yönetim kurullarının sorumlulukları, şirketin yönlendirilmesi ve kaynakların etkin kullanımı ile birlikte yönetimin aldığı risklerin değerlendirilmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, şirketlerin risk-getiri dengesini, kısa ve uzun vade hedeflerini, ayrıca farklı paydaşlar arasındaki çıkar dengelerini gözetmeleri kritik bir önem taşımaktadır. Güven veremeyen şirketlerin, hem finansal hem de insan kaynakları açısından uzun vadede avantajlı koşullara ulaşmaları zorlaşır. Şirketin sürdürülebilirliği açısından, kurumsal yönetişimin temellerini oluşturan tutarlı, adil, şeffaf ve hesap verebilir yaklaşımların tüm organizasyona yayılması gerekmektedir.

Çeşitliliğin yönetim kurullarında sağlanması, şirketin değer yaratma potansiyelini artırmaktadır. Farklı deneyimlere sahip bireylerin bir araya gelmesi, risklerin daha iyi tespit edilmesine ve şirketin sürekliliğinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Yönetim kurullarındaki kadın sayısının artırılması, potansiyel üye havuzunu genişleterek daha fazla seçenek sunar ve yönetim kuruluna yeni bakış açıları kazandırır. Ancak, kadın üyelerin seçilmesinde, yalnızca cinsiyetleri değil, aynı zamanda deneyim ve saygıyı kazanmalarının da önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Kadınlar iş hayatında giderek daha fazla yer alıyor. Ancak birçok ülkede, özellikle üst düzey pozisyonlar açısından hâlâ engellerle karşılaşıyorlar. Türkiye, kadınların iş gücüne katılım oranı açısından zorluklar yaşasa da, CEO'lar arasındaki kadın oranı bakımından OECD ülkeleri arasında dikkat çekici bir konumda. Türkiye’de aile şirketlerindeki yönetim kurullarında kadınların oranı %22.2 olarak belirlenmiştir.

Araştırmalar, kadınların yönetim kurullarında yer aldığı şirketlerin finansal performanslarının daha iyi olduğunu göstermektedir. Örneğin, Fortune 500 listesinin en üst çeyreğindeki şirketlerin finansal getirileri, marjları ve sermaye getirileri, diğerlerine kıyasla önemli ölçüde daha yüksektir. Kadınların, satın alma kararlarının %70'inde etkili olduğu, bu durumun da yenilikçilik performansını artırdığı gözlemlenmektedir.

Kadınların yönetim kurullarında bulunması, çalışanlar için bir motivasyon kaynağı olmakta ve kurumsal imajı olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca, müşteri ve paydaş memnuniyetini artırmaktadır. Dünyanın önde gelen yatırım fonları, yönetim kurulu çeşitliliğini yatırım kararlarında dikkate alırken, derecelendirme kuruluşları da bu durumu olumlu bir risk yönetimi unsuru olarak değerlendirmektedir.

Sonuç olarak, kadınların yönetim kurullarındaki varlığı, şirketlere önemli bir değer katmakta ve yatırımcıların ilgisini artırmaktadır. Kadınların yönetim kurullarındaki rolü, hem şirketlerin geleceği hem de toplumsal cinsiyet eşitliği açısından kritik bir öneme sahiptir.