Stratejinin temelinde seçim yapmak yatmaktadır ve her seçim, belirli bir risk taşımaktadır. Stratejik kararlarla ilgili araştırmalar, karar alıcıların bakış açılarının, önceki deneyimlerinin ve kişisel çıkarlarının sağlıklı stratejik seçimleri etkileyebileceğini göstermektedir. Bu nedenle, stratejik kararlar yönetim kurullarının en öncelikli sorumlulukları arasında yer alır.

Yönetim kurullarının, stratejik karar alırken dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Öncelikle, kararları hazırlayan yöneticiler ile şirketin çıkarları arasındaki uyumun gözlemlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, yöneticilerin geçmiş deneyimlerinin, karar verme sürecinde nasıl bir etki yaratabileceğinin değerlendirilmesi de önemlidir. Yönetim kadrosunun yetkinlikleri açısından eksik olabilecek konularda farklı bilgi kaynaklarına başvurmak da stratejik karar alma süreçlerini güçlendirebilir.

Örneğin, bir şirkette yöneticilerin sık sık pozisyon değiştirmesi, yönetim genelinin kısa vadeli kazanç sağlayacak yatırımlara yönelmesine neden olabilir. Bu durum, uzun vadede önemli getiriler elde edebilecek yatırımların göz ardı edilmesine yol açabilir. Bu tür riskleri azaltmak amacıyla bazı şirketler, yöneticilerin primlerini sadece mevcut işlerinin başarısına değil, daha önce sorumlu oldukları işlerin başarılarına da bağlamaktadır. Dengeli şirket karnelerinin (Balanced Scorecards) performans yönetiminde kullanılması, şirketin çıkarları ile yöneticilerin çıkarlarının uyumunu sağlamada etkili bir yöntemdir. Dolayısıyla, yöneticilerin ve şirketin bakış açıları arasında tutarlılığın sağlanması önemlidir.

Bir başka önemli husus, yönetim ile şirketin risk profillerinin uyumlu olmasının sağlanmasıdır. Emeklilik dönemine yaklaşan yöneticilerin hata yapmama eğilimleri, şirketin düşük riskli ancak yüksek getirili yatırımlara yönelmesini engelleyebilir. Diğer yandan, bazı yöneticiler büyük başarılar peşinde koşarken, yatırımcıların kaynaklarını aşırı riskli projelere yönlendirebilirler. Bu nedenle, yönetim kurullarının şirketin en uygun risk profili ile yatırımlar arasında tutarlılığı sağlaması kritik öneme sahiptir.

Yönetim kadrosunun birbirine aşırı güven duyması, daha önce elde edilen başarıların getirdiği konfor alanından çıkarken ekstra riskler oluşturabilir. Aşırı özgüven, proje risklerinin yeterince değerlendirilmemesine neden olabilir. Özellikle yeni pazarlara veya iş alanlarına giriş yaparken, eski başarıları getiren yetkinliklerin yeterli olmayabileceği dikkate alınmalıdır.

Bu nedenle, sonuçları hızlı bir şekilde ortaya çıkacak küçük yatırımlarda (örneğin, yeni bayiliklerin belirlenmesi) kararlar yöneticilere bırakılabilirken, şirketi önemli ölçüde etkileyecek büyük kararların (şirket alımları gibi) yönetim kurullarında daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekmektedir.

Detaylı bir değerlendirme yapıldığında, önerilen karar uygun bulunmazsa, yönetimin alternatif seçenekleri değerlendirmesi sorulmalıdır. Bu, yönetimin önerisi ile duygusal bağ kurma olasılığını azaltır ve alternatiflerin daha sağlıklı bir şekilde ele alınmasını sağlar. Özellikle yeni teknolojiler gerektiren durumlarda, dış uzmanlardan görüş almak ve benzer deneyimlere sahip farklı kurumlarla karşılaştırmalar yapmak stratejik seçimlerin daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesine yardımcı olabilir.

En önemlisi, stratejik kararların detaylı bir şekilde ele alınmasının güvensizlik değil, başarı için bir gereklilik olduğunun kurum kültüründe yerleşmesi gerekmektedir. Yönetim kurullarında bağımsız üyelerin katkıları ile detaylı irdeleme kültürünün oluşturulması, stratejik karar alma süreçlerinde hata oranını azaltmanın temel yollarından biridir. Bu kültürün geliştirilmesi ve sürdürülebilmesi konusunda en kritik rolü üstlenen ise yönetim kurulu başkanlarıdır.