Yaratıcılığın Önemi ve Rekabetteki Rolü

Başkalarının izinden giderek benzer işlerle rekabet avantajı elde etmek neredeyse imkânsız hale geliyor. Ancak yenilikçi olduğunuzda ve süreçlerinizi başkalarından daha hızlı geliştirip iyileştirdiğinizde gerçek bir rekabet avantajı yakalayabiliyorsunuz. Bu durum, hayatın bir sörf dalgasının üzerinde kalmaya benzemesiyle ifade edilebilir. Dalganın üzerinde kalmak için, sürekli olarak hazırlıklı olmalı, geleceği öngörmeli ve dalganın yönünü anlamalısınız.

Dünyanın önde gelen şirketleri, yenilikçilik ve yaratıcılığa kaynak ayırarak, yeni yöntemler denemeye devam ediyor. Bu yaklaşımlar arasında, farklılıkları yönetme ve ekip içindeki bireylerin birbirlerini nasıl tamamlayabilecekleri en kritik unsurlardan biridir. İlginç bir şekilde, borsa yatırımcıları için de benzer bir kavram geçerlidir: Başarı için en iyi hisse senedini seçmekten ziyade dengeli bir portföy oluşturmak, parçaların birbirleriyle olan ilişkisini önemlidir. Yenilikçilikte de bu ilişki oldukça mühimdir. Farklı geçmişlere ve bakış açılarına sahip bireyleri bir araya getirerek, yenilikçiliğe daha fazla katkı sağlanabileceği ortaya konmuştur. Çeşitli kökenlerden gelen göç, bir ülkenin yaratıcılık kapasitesini artırmaktadır. Örneğin, ABD’de National Science Foundation’ın yaptığı araştırmalar, 11 Eylül sonrası sıkı vize uygulamalarının ülkenin yenilikçilik ve yaratıcılık kapasitesine zarar verdiğini göstermiştir.

Yenilikçilik ve yaratıcılık sürekli desteklenmediğinde, rekabet gücü azalır. Dolayısıyla, göçü engellemek, aslında işlerin başka ülkelere kaymasına sebep olabilir. İşlerin kayması, o işlere bağlı hizmet sektörünün gelişimini de olumsuz etkiler. Yenilikçilik ve yaratıcılık ortaya koyabilecek bireylerin bir araya geldiği ortamlar yaratan ülkelerin veya kuruluşların daha başarılı olduğu gözlemlenmektedir. Burada yalnızca maaş veya yaşam standartları değil, aynı zamanda bu kişilerin sürekli öğrenebilecekleri bir ortam bulmaları da büyük önem taşımaktadır. İyi bir öğrenim ortamı, yenilikçilik konusunda daha başarılı olma potansiyeline sahip bireyleri cezbetmektedir. Öğrenim durduğunda, yenilikçilik de azalır. Bu, kendini besleyen bir döngüdür; daha fazla yenilik, daha fazla yenilikçi birey çekerken, bu bireylerin varlığı da olumlu sonuçlar doğurur.

Ancak, cazibenin temelinin yalnızca maaş veya sunulan fırsatlar olmadığı vurgulanmalıdır. Bu tür bireyler için en önemli cazibe, yaratıcılık potansiyelinin olduğu bir ortamın sağlanmasıdır. İnsanlar, bilgi ve fikirlerle beslenebilecekleri ortamlarda bulunmak istemektedir. Öğrenme durduğunda, motivasyon ve üretkenlik de azalır; bu nedenle sürekli öğrenmenin önemi büyüktür.

Örneğin, Nokia, tasarım bölümündeki mühendislerini altı ay boyunca Kaliforniya'da yaşamaya gönderiyor. Çünkü, en yenilikçi yaşam tarzının olduğu bölgelerdeki trendlerin dünya genelinde yayılacağını biliyorlar. Finlandiyalı bir mühendis, Kaliforniya'daki yaşam tarzı hakkında bilgi sahibi olduğunda, birkaç yıl sonra küresel ölçekte bir trend olabilecek kavramları yakalama şansına sahip oluyor. Mekân değişikliği, yaratıcılığı tetikleyen bir diğer unsurdur; insanlar alıştıkları ortamlardaki düşünce kalıplarına alışır.

Bir şirketin yenilikçilik ve yaratıcılık kültürünü ne kadar yaygınlaştırdığı, o kadar fazla farklılık yaratabilmesini sağlar. Strateji biliminde üç temel yaklaşım vardır: Maliyet avantajı sağlamak, farklı ve daha pahalı ürün/hizmet sunmak ya da belirli bir müşteri grubuna odaklanarak onların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak. Bu stratejilerin hayata geçirilebilmesi için yenilikçilik ve yaratıcılık şarttır. Çünkü farklılık, yeniliği beraberinde getirir. Dolayısıyla, hangi stratejiyi benimserse benimsesin, şirketler için yenilikçilik büyük bir öneme sahiptir.

Finis

Finis yazılım , erp ve crm sistemleri üzerine hizmet veren bir yazılım şirketidir. Bulut tabanlı yazılımlar geliştirmektedir.