Küresel rekabet hızla artarken, yatırımcılar da başarı için daha fazla sabırsızlık gösteriyor. Bu durum, CEO'ların ortalama kariyer sürelerini kısaltıyor. Yeni göreve gelen CEO'lar, hızla değişim yaratmak zorunda. Başarıyı sürdürülebilir kılabilen liderler, hem kendi kariyerlerini hem de şirketlerinin geleceğini olumlu yönde etkileyebilirler. Elbette, her şirketin kendi sektörü, konumu ve yeterlilikleri doğrultusunda uygulaması gereken stratejiler farklılık gösterebilir.

Eğer bir şirket kriz içindeyse, değişiklik ve yenilikleri uygulamak daha kolay olabilir. Ancak, daha yaygın bir durum, şirketin faaliyetleri, projeleri ve hedefleri arasındaki tutarsızlıklar nedeniyle performansının düşmesidir. Bazı şirketler başarılı olmalarına rağmen, mevcut yapı ve davranışların gelecekte yetersiz kalabileceği düşüncesiyle, başarılı oldukları bir dönemde değişime gidebilirler. Bu noktada, değişim için gerekli kaynaklara sahip olmalarına rağmen, çalışanları ikna etmek zor olabilir.

Başarıyı sürdüren liderlerin ortak özellikleri, yalnızca yeni iş yöntemlerine ve finansal sonuçlara değil, aynı zamanda insan kaynaklarına ve liderlik ekibinin gelişimine odaklanmalarıdır. Bu bağlamda, CEO'ların dikkate alması gereken sorular şunlardır: (i) Üst yönetim ekibini nasıl oluşturmalı ve onları ortak hedeflere nasıl yönlendirmeliyim? (ii) Temel değişimi sağlamak için hangi önceliklere ve projelere yoğunlaşmalıyım? (iii) Odaklandığımız alanlarda başarılı olabilmek için hangi kurumsal yetkinlikleri geliştirmeliyim?

Kriz anında üst yönetim ekibini oluştururken dikkat edilmesi gereken iki ana unsur vardır: (a) Ekibin, ortak bir hedef doğrultusunda hızlı bir anlayış birliği sağlaması ve (b) Planlanan değişimi güvence altına almak amacıyla, bir sonraki nesil yöneticilerin hangi konularda görevlendirileceğini belirlemek. Öncelikler arasında, ilk olarak krizi hafifletecek ve kaynak üretecek projelere odaklanmak, daha sonra ise orta ve uzun vadeli yatırımları başlatmak ve sürdürmek önemlidir. Güven ortamı yaratabilen şirketler, kısa vadeli sorunları daha kolay aşabilirler.

Odaklanma sorunu yaşayan şirketlerde ise, ilk öncelik mevcut projelerden hangilerinin kritik olduğunu belirlemek ve proje portföyünü düzenlemektir. İkinci öncelik, seçilen projelerin başarı oranını artıracak görev dağılımı ve kaynak tahsisidir. Yeni CEO'ların ayrıca teşvik ve ödüllendirme sistemlerinin temel stratejiyle uyumlu olup olmadığını kontrol etmeleri ve gerektiğinde revize etmeleri önemlidir. Çünkü eylemler, söylemlerden çok daha etkili mesajlar iletebilir.

Başarılı şirketlere atanan CEO'lar, ilk olarak mevcut gelişim hızını değerlendirmeli ve ardından yenilikçiliği teşvik ederek yeni projelere kaynak ayırmalıdır. CEO’nun dikkat etmesi gereken bir diğer alan, iç liderlik yetkinliğinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. Bu amaçla, iyi ve kötü örnekleri paylaşmak ve bu örnekleri ödüllendirmek liderlik gelişimine önemli katkılar sağlar.

Bilgi sistemlerinin ve bilgi paylaşımının iyileştirilmesi, sürdürülebilirlik için kritik öneme sahiptir. CEO'ların insan kaynaklarının geliştirilmesine de öncelik vermeleri gerekmektedir.

Sonuç olarak, yeni bir CEO, kurumunun konumunu, önceliklerini, takım arkadaşlarını ve geleceğe taşımak için gerekli yetkinlikleri belirledikten sonra bir uygulama planı oluşturmalıdır.