Kurumların stratejilerini etkili bir şekilde hayata geçirebilmelerinin önündeki en büyük engel, yeterli liderlik kadrosunu zamanında yetiştirememeleridir. Özellikle ülkemizde enflasyon ve faiz oranlarının düşmesiyle birlikte, şirketlerin dışa açılma ve yenilikçi ürün geliştirme gibi konularda önemli stratejik adımlar atma zorunluluğu giderek artmaktadır. Bu nedenle, bu girişimleri üstlenecek yetkin liderlerin yetiştirilmesi kritik bir öneme sahiptir.

Bir liderlik programı başlatmadan önce, mevcut kadronun derinliğini ölçmek önemlidir. Örneğin, bir şirketin yürüttüğü proje sayısı iki katına çıktığında, hangi görevlerin kime verileceği sorusu, kadro derinliğinin beklenenden çok daha az olduğunu ortaya çıkarabilir.

Yeni pazarlara açılma stratejisi izleyen bir şirketin, nasıl bir liderlik kadrosu geliştirmesi gerektiği stratejisi üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Şirketler, bir satın alma yoluyla büyümeyi hedefliyorsa, deneyimli bir kadro oluşturarak şirket değerlendirme, birleşme sonrası entegrasyon gibi konularda yetkin olmalıdır. Bu niteliklere sahip olmayan bir şirketin stratejilerini uygulaması oldukça zorlaşacaktır. Öte yandan, yeni bir ülkede pazara giriş yapmayı hedefleyen bir şirketin, o pazarın kültürel yapısını hızla öğrenme, bürokratik engelleri aşma yeteneğine sahip esnek bir kadroya ve pazarlama odaklı liderlik özelliklerine sahip bireylere ihtiyacı olacaktır.

Stratejilerin kimler tarafından uygulanacağına dair zamanında yapılan sorgulamalar, şirketi birçok hatadan koruyabilir. Yeni bir pazarda yeni bir kadro ile giriş yapmak, riskleri önemli ölçüde artırabilmektedir. Bu nedenle, bazı şirketler, belirli bir pazara girmeden önce o pazar için gerekli olan kadroları önceden geliştirip test etmeyi daha etkili bir yol olarak görmektedirler. Örneğin, Rusya pazarında büyümek isteyen bir şirketin, içindeki çalışanların Rusça yetkinliğini geliştirmesi önemli bir avantaj sağlayacaktır. Ancak yalnızca dil yeterliliğinin yeterli olmadığı, iş geliştirme deneyimi ve kurum kültürüne uyum gibi unsurların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Nitelikli kadrolarla çalışmayı alışkanlık haline getiren şirketlerin büyüme potansiyeli daha yüksektir. Nitelikli çalışanların motivasyonunu artırmak için onlara zorlu görevler verilmelidir. Liderlik potansiyelini geliştirmek isteyen şirketler, çalışanları yalnızca mevcut görevlerindeki başarılarıyla değil, aynı zamanda gelecekteki görevlere hazırlık isteklilikleri ve disiplinleriyle de değerlendirmektedirler. Örneğin, potansiyel liderlerin yeni görevlerine geçmeden önce deneyimli kişilerle birlikte zaman geçirmeleri, yeni görevleri için plan yapmaları gibi hazırlıklar, kurumsal liderliği güçlendirmektedir.

Geliştirilmesi ve test edilmesi gereken yetkinlikler arasında dil gibi bireysel özelliklerin yanı sıra, başkalarını etkileme, yönlendirme, motive etme ve değişimi yönetme gibi liderlik becerileri bulunmaktadır. Ayrıca, yeni görevlerin içeriği ile ilgili bilgi düzeyinin artırılması da önemlidir.

Sonuç olarak, şirketlerin potansiyel çalışanlarını karakter, bilgi, motivasyon ve deneyim açısından yakından tanımaları ve sürekli gelişimlerini teşvik etmeleri, stratejik atılımları başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmelerinin ilk adımıdır. Çalışanların gelişimlerine yatırım yapan şirketler, aslında kendi geleceklerine de yatırım yapmış olmaktadır.