Türkiye, Avrupa'nın üretim üssü olma yolunda hızla ilerliyor; ancak, kendi markalarını yeterince oluşturamadığı için üretimden elde edilen katma değer düşük kalıyor. Katma değeri artırmak için, hem entelektüel sermaye yönetimine hem de yenilikçiliğe, teknoloji geliştirmeye ve ar-ge'ye yatırım yapmanın yanı sıra marka oluşturmaya da öncelik vermeliyiz.

Marka tanıtımına ve bulunabilirliğine yapılan yatırımlar, sadece mevcut satışları artırmakla kalmaz, aynı zamanda potansiyel müşterilerde zihin payını artırarak gelecekteki satışları da olumlu etkiler. Geçmişte yapılan marka yatırımları, günümüzdeki yatırımları destekleyici bir rol oynar. Ancak bu sürecin başarılı olması için markanın öz mesajında tutarlılığın sağlanması büyük önem taşır. Bu nedenle, iyi yönetilen markalar karşısında yeni markaların başarıyla oluşturulması zorlu ve maliyetli bir süreç olabilir.

Türk firmaları, uzun süredir var olan yabancı markalar karşısında dikkatli olmazlarsa, kendi markalarını oluşturma sürecinde büyük maliyetlere katlanabilir ve başarı şansı düşebilir. Bu nedenle, örneğin tekstil sektöründeki birçok Türk firması, yeni bir marka yaratmak yerine uluslararası markaları satın alarak başlangıç maliyetlerini ve süresini azaltmayı tercih ediyor.

Marka Oluşturma Stratejileri

Marka oluşturmak için ayrılan bütçelerin etkin kullanımı, öncelikle markanın kimler için oluşturulacağının belirlenmesiyle başlar. Hedef kitleyi doğru belirlemek, marka stratejisinin anahtarıdır. Odaklanmayan stratejiler, iletişim karmaşasında kaybolma riskini taşır. Hedef kitle belirlenirken, bu kitleyi etkileyen yeni trendleri takip etmek, stratejinin etkili bir şekilde oluşturulmasını sağlar. Örneğin, Ülker’in “Cola Turca” markasını oluştururken milliyetçilik dalgasını kullanması, bu konuda başarı elde etmesine yardımcı olmuştur.

Hedeflenen müşteri segmentinin büyüklüğü ve potansiyeli de detaylı bir şekilde incelenmelidir. Avrupa'da yaşlanan nüfusu hedefleyen stratejiler, sosyal güvenlik birikimi olan zengin bir müşteri kitlesine ulaşma potansiyeli taşırken; genç evlenme çağındaki bireyler hedeflenerek yeni markalar yaratmak da bir fırsat sunar.

Marka oluştururken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri, seçilen faydanın hedef kitle tarafından önemsenmesi ve tutarlı olmasıdır. Bu fayda, ürünü farklı kılan özellikler veya tüketicilerde yaratılması istenen duygulara odaklanabilir. Örneğin, otomobil sektöründe “güvenli ve sağlam” imajına yatırım yapan Volvo'nun yerine aynı faydayı sahiplenmek, yüksek maliyetler gerektirebilir. Bu nedenle, marka stratejisini oluşturmadan önce rakip analizi ve mevcut marka yatırımları hakkında detaylı bir araştırma yapmak önemlidir.

Sonuç olarak, yeni bir marka oluşturma süreci, yalnızca iletişim ve marka yatırımlarıyla değil, aynı zamanda ürün tasarımı, hedef kitle seçimi ve rekabet ortamı araştırması ile bütünsel bir yaklaşım gerektirir.