Yenilikçi Standartlar Oluşturmak: Başarının Anahtarı
Rekabetin yoğun olduğu piyasalarda kazananlar, mevcut standartlara uyanlar değil, standartları şekillendirenlerdir. Standart oluşturma başarısı, standartların kalitesinden ziyade, bu standartların paylaşım oranı ve yayılma hızına bağlıdır. "İyi" bir standart yeterli değil; "öncü" olmak gerekiyor.
Apple, müzik dinleme deneyimini mekan bağımsızlığı ve sınırsız kapasite ile birleştirerek iPod'u geliştirdi. Bu inovasyon, birçok rakibinin zor zamanlar yaşadığı dönemde Apple'ın önemli kâr artışları elde etmesini sağladı. Hemen ardından, iPhone ile cep telefonlarında fotoğraf kullanımını ve paylaşımını standartlaştırarak sektördeki yerini pekiştirdi.
Ancak oluşturulan standartlar, bazen daha iyi alternatiflerin önünü kesebilir. Örneğin, daktilolar için geliştirilmiş olan "QWERTY klavye" standardı, mekanik yazım hızını azaltmak amacıyla tasarlanmıştı. Elektrikli klavyeler ortaya çıktığında bu sınırlama kalktı, fakat daha hızlı yazma imkanı sunan "DSK klavye" standardı, geniş bir kullanıcı kitlesine sahip olan "QWERTY" ile rekabet edemedi. Kullanıcıların yeni bir standardı öğrenmesi için gereken zaman yatırımı, uzun vadede sağlanan yazma hızı avantajından daha ağır basıyordu.
Benzer bir şekilde, "VHS" video standardı, teknik olarak daha üstün olan "BETA" standardını piyasadan silmişti. Matsushita, "VHS" standardını lisanslayarak birçok üreticinin bu standardı kullanmasını sağladı ve böylece yayılma hızını artırdı. Oysa Sony, kendi ürünleri için daha üstün olan "BETA" standardını kullanmak üzere paylaşımcı olmaktan kaçındı ve bu strateji sonucunda kaybetti.
Birçok ülkede metrik sistemin yerine daha karmaşık ölçüm sistemleri kullanılıyor. Örneğin, İngiltere'de trafiğin ters yönü otomotiv maliyetlerini artırmakta ve İngilizler daha pahalı otomobillere yönelmek zorunda kalmaktadır. Atatürk’ün harf devrimi, okuma yazmayı kolaylaştıran bir standardın benimsenmesi ve toplumsal öğrenmenin önünü açması açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Avrupa Birliği'nin mobil telefonlarda "GSM" standardını öncü olarak benimsemesi, Nokia ve Ericsson'un küresel başarılarının temel sebeplerinden biridir.
Bu örneklerden çıkarılacak dersler şunlardır: (i) Hızlı bir toplumsal uzlaşma sağlanamadığında, hepimiz için olumsuz sonuçlar doğurabilir. (ii) Kamu politikaları, standartların benimsenmesinde kuruluşların rekabetçi konumlarını etkileyebilir. (iii) Toplumsal alışkanlıkları aşmak için cesur adımlar atmak gerekebilir. (iv) Yayılma hızı yüksek olan konularda paylaşımcı olanlar kazanır. (v) İdeal çözümler bulmak için harcanan zaman, bu çözümlerin pazarda tutunamamasına yol açabilir.
Yeni ekonominin hızla değişen dinamiklerinde standart oluşturmak için paylaşım kültürüne, uzlaşmaya ve hızlı hareket etmeye odaklanmalıyız.